14 Temmuz 2011 Perşembe

Bana Cast'ın mı var?


Dün gördüm, bugün yazdım, yarın ve diğerlerinde şaşırmaya devam edeceğim, siz de bilin istedim. Mekan: bir yapım şirketi, cast görüşmesi, hayır konunun benimle alakası yok, gelmemi rica eden bir arkadaşıma eşliken kapı önünde üç saat geçirdim; elimdekiler bol gözlem, dehşet ve vahvah oldu. Cast çocuk oyuncu arıyor, bu yüzden etrafımızda 5-14 yaş grubu sürüyle velet var. Arkadaşım kırklarına merdiven dayadığı halde ne için çağırıldı bugün bile bilmiyorum. Bu bebeler kendi aralarında arkadaş olma, oradaki köpeği rahatsız etme, kedinin peşinden koşma, ve niyeyse az enerjileri varmışcasına bolca Cola tüketme peşinde dursun, konunun en vahim kısmı bu yavrucakların sayın velilerinde bitiyor. Çoğu birbirini tanıyor, çünkü çocukları aynı yaşlarda olduğu için hep aynı reklam ümidiyle karşılaşıyorlar, aynı zamanda hepsi potansiyel rakip. Allahın 40 derecesinde saatin öğlen ikisinde çocuklarını ellerinden tutup cast ajansına getirme ortak paydasında bulunan bu insanların, tek bir amacı var. Çocuklarını reklamlarda oynatıp, televizyona çıkartıp, daha da doğrusu üzerlerinden para kazanma. Batuhan meyve suyu reklamına çıkacak, işte bin lira falan alsa; Batuhan'ın geleceği için biriktirilen bu para; -yalan büyük ihtimalle koltuk takımı ya da beyaz eşya olarak Batuhan'a geri dönecek; evet hem de çeyizinde değil, anacığının evinde- üniversite fonu, eğitimi için harcanan, hıhı evet yedim ben de. Batuhan kendisi çok seviyor. Oyunculuk yapmaktan çok hoşlanıyor, arkadaşları okulda çok beğeniyorlar. Batuhan süt reklamıyla İrem'i tavlayacağını sana dursun, ileride multi sıkıcı bir işi olduğunda herkesle hani bir süt reklamı vardı hatırlar mısınız? la başlayan sonu hüsranla biten diyaloglara girecek. Bizim yaş grubumuzda Susam Sokağı'nın jeneriğinde sokakta koşan çocuklardan olduğunu anlatanlar gibi.

Kız çocuklarının durumu daha da içler acısı, çünkü daha çok televizyonla ve ünlü olma, manken olma, oyuncu olma sevdasıyla haşır neşir olan cinsiyetteler. Aynı Azra abla gibi manken, Hande Yener gibi şarkıcı, Justin Bieber kadar havalı bi çocukla çıkabilecek kadar da güzel! Ama nerdesin Pelinsu, annenin seni garip giydirip, saçını kuaförde gelin topuzundan hallice bir hale sokturduğu, daha yaşın on kadarken kirpiklerinde rimel, dudaklarında rujun, üzerinde de senin yaşına ananın hala nereden bulduğunu anlamadığım sırtı açık t-shirtünle gudik bi gazetenin yaz tatili okuma kitapları için sevinen gencini oynayacaksın. Okul açılınca anlatacaksın ama sen dahil hiç biriniz o yaz kitaplarını okumamış olacak. Hayatınız boyunca SBS-YGS-LGS-YDS gibi aptal sınavlara hazırlanacak, yaşıtlarınızla yarışacak, sürekli bir rekabetin içinde olacaksınız, bak Ayten Hanım'ın kızı 300 puan almış dershane denemesinden'le karşılaşacaksınız. Bunlar yetmezmiş gibi sokakta dondurma yiyip, mısırcının geçmesini beklemek yerine bu yaz sıcağında çok lazımmış gibi yaşıtlarınızla süper gereksiz bir kulvarda daha rekabet edeceksiniz, ne için annenizin sizi zorla getirdiği cast çekimleri için. Kendini tanıt diyecek birisi elinde bir handycam'le ben Batuhan altıncı sınıfa geçtim dışında söyleyecek bir şeyin olmayacak. İçeriden çıktığınızda anneniz başınıza gelecek, nasıl geçti? ne sordular? ne dedin? ee evde çalışmıştık ya hani oğlum? Ya Batuhan, gördün mü Pelinsu? Anennin koltuk takımı bir başka bahara kaldı yine. Ama evde ne güzel yapıyordu ablası, heyecanlandı şimdi tabi çocuk...