30 Nisan 2012 Pazartesi

Mano-log

İki sene önce ben güzel güzel çalışmazken, uzun uzun uyurken, babam benden bol bol tiksinirken, film festivali başladı. Nisan ayı, İstanbul'un güzel baharı, çalışmaz arkadaşım Pınar'la gündüz kuşağı festival ekibi olduk. Sabah 11'de Beyoğlu. Sabah 11, çalışmaz insan için böyle bir 8 falan oluyor ya, yani özveri büyük, öyle söyleyeyim. Aklımda kalanlardan süper bir İrlanda filmiyle, Orson Welles'in Türk polis komiserini oynayıp, üstüne bir de çat pat Türkçe konuştuğu bir film. Her neyse konumuz sinema, festival değil. Film çıkışlarımız öğle yemeği, Beyoğlu, Galata, Çukurcuma turları. Bunlardan birinde yeni açılan bir yere denk geldik, Tünel girişinde ufak bir burgercı. E hadi dedik, deneyelim. Bu güne kadar Pınar'la ortak aklı başında toplasan üç karar verebilmişsek, bu biridir diye düşünüyorum. İşte o gün Mano'nun hayatımıza giriş günü oldu, ve kapanana kadar da çıkmadı. Oxynard mı yesem Ottoman mı, tabii ki de çift köfteli, yok o çok olur, yok bence hiç olmaz. Bir keresinde garson kızın dehşetli bakışlarıyla yanımıza gelip, getirirken tabii ki de yiyemezler bu kadar çok diye düşünmüştüm, tebrik ediyorum demesi. Ya ne yesek, nereye gitsek dendiğinde Mano mu yapsak cümlesiyle herkesin sevindiği mekan. Ankara'da yaşarken ya Kebap 49 mu yapsak gibi bir şey sanki. Ve ne yazık ki Mano bir gün kapandı. Neden kapandı anlamadık, çünkü bir yerden sonra kapısında kuyruk olmaya başlamıştı bile. İstemeden de olsa kabullendik. Karşıda bir şubesi olduğunu öğrenmemize rağmen karşıya gitmedik, Mano bizim Beyoğlu pit-stopumuzdu. İki hafta önce iş yerime gelirken, dur bakiim şu sokaktan girersem kestirme mi olur sanki dedim, tabiki olmadı, uzatma olduğu gibi, bi ton da kayboldum sonunda; ama çok güzel bir şeye vesile oldu. Bir anda bir Mano tabelasıyla karşılaştım, saat sabahın sekizi bile olmadığından tüm kepenkler kapalı, lan açıldı mı yoksa marka ofisi mi acaba diye baya bir süre tabelaya salak bir tebessümle baktım. Daha sonra Mano'nun yeni yerinde açılmış olduğunu, öbür yerden neden çıktığını öğrenmiş olarak, Pazar iş çıkışı - ve evet ben Pazar günleri de çalışan bahtsız bir insanım - Mano'ya dönüş yaptım. Menüyü değiştirmemişler, abuk subuk gereksiz şeyler eklememişler, fiyatları artmamış. Yani Mano eski Mano. Personel çok güleryüzlü, ve en korktuğum, hiç bir şeyin tadı değişmemiş. Mekan çok şeker olmuş yani kısaca hayatımıza tekrar "Ya Mano mu yapsak acaba?" geri döndü.