27 Ekim 2010 Çarşamba

En Büyük Düşmanım; Çalar Saat


Pazartesi sabahı, sabahın yedi buçuğu çalan alarm sanki biraz erken mi çaldı ne? Hava bu kadar karanlık oluyor muydu ya? Allah, saatler ne zaman alınıyor, saat alınacaktı sanki...Gözümü açmadan açtığım beynim bunları kurarken, başladım hesaplamaya kışın ileri mi alıyorduk, geri mi alıyorduk? Birinde sabah kalkınca sabah olmuyordu pek, öbüründe de bir saat fazla uyuyup mu seviniyorduk? Saati susturup zor açtığım tek gözüm ve her ihtimale karşı uyuyan diğer gözümle telefondan googla'a saatlerin alınması gibi bir şey yazıp search ettim. İyi de ayın kaçı bihaberim, umutsuz araştırmalarım sonucunda daha zamanının gelmediğini farkettim. Bütün çocukluğum boyunca 5 dakika uykunun hesabını yaptım, saatler alındığı vakitlere bir türlü uyum sağlayamayıp, geçmişi geride bırakamayıp saat 12 diyen anneme ama aslında 11 gibi gerzek savunmalarda bulundum. Bizim evdeki sabah maratonu annemin çalar saati fena bir dijital love story ezgisi eşliğinde çaldığı anda başlardı. Halıda çıkan terlik sesi fışırtısıyla zamanımızın geldiğini anlardık. Önce kardeşim uyandırılır kahvaltıya gider, televizyona bakarken annem bulduğu boşluklardan ağzına bir şeyler tıpar, kusacak gibi oldum diyen kardeşimin ağzına sokulan akabindeki lokmayla birlikte kusar. Annem çıldırır, servis gelir, asansör gelmez. Bulunan boşlukta sıra bana gelir.

İlkokul, ortaokul ve lise öğrenim hayatımda servis ve uyanma araları yaş arttıkça azalmış, kahvaltı devreden çıkartılarak o süre saç yapmaya ayrılmıştır. Televizyonun saatiyle 7.21de inersem tam sahane denk getirirdim, onu hatırlıyorum. Ve yine demin bahsettiğim öğrenim kronolojimin ilkokul döneminde her sabah bıkmadan usanmadan annem kaldırdığında karnım ağrıyo ya çok yalanını söyledim. Bir gün boşluk bırakmamamdı sanırım annemin durumu çakozlaması. Ve yine her sabah annem uyandırmaya gelmeden en sevimli ve masum halimle uyumaya çalışırdım ki "Ay uyandırmaya kıyamadım" desin. Hep kıydı, her sabah kıydı ya kadın, bir gün sektirmedi canım annem. Bir gün...Her gün de o yataktan eve döneyim kesin uyiycam geri, direk döner dönmez diye uyandım ve bir gün de yapmadım. Sonuçta sabah uykusunun yerine ne koyarsan koy ucuz bir taklitden öteye geçemeyecektir. Her zaman da, sabah dinç uyanan insanlara imrenip, onlara bir o kadar da gıcık olmaya devam edeceğimdir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder