14 Nisan 2010 Çarşamba

Becoming Jane


Okuduğum her kitaptan sonra ruh halim ve günlük hayat davranışlarımda ufak sapmalar hissederim. Yaşadığım zamana uyum sağlayamama sorunu çekerim, eğer kitap farklı bir dönemde geçerse. En garibi de kitabın diline paralellik göstererek içimden kurduğum düşünce seslerinin dili değişir. Kafamdan o kitabın dilinde cümleler kurduğumu farkederim. Bu aralar da Jane Austen'dan muzdaribim. İki yüz yıl kadar öncesine gidip Mr.Darcy ile bir münasebet kurmak istememin dışında, bir kibarlık geldi cümlelerime. Sanki bir mektup yazsam şimdi birilerine öyle bir dille olması gerekiyor. Çok değerli arkadaşlarımın hoşsohbetiyle geçireceğim bir bahar akşamı sonrasında, şöyle korularda uzun yürüyüşler yapmak istemem gibi. Telefon çalsın diye beklerken, telefonu bu döneme nasıl oturtacağım bilmezken, bir kere görüşüp de sözlenmiş sayılmak gibi işte. 22 yaşına gelip, gelip de geçip evlenmek için geciktiğini düşünmek gibi. Yada en basiti, sokakta sigaranı yakmak için ateş aldığın birine, "bu nazik, kibar ve centilmen hareketiniz karşısında ne kadar memnuniyet duyduğumu sizlere belirtmekten mutluluk duyarım" demek gibi. Demedim tabi, demem. Demem deli derler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder