28 Nisan 2010 Çarşamba

Bize ne olur dersin?


Pazartesiden başladık şarapla, salıdan devam ettik birayla, çarşamba sabahı süt. Fazla mesai yapan bir karaciğer, ama yetti artık yani diyen bir böbrek, daha da, daha da diyen bir id. Birleştirelim hepsini, işte içinde bulunduğum hal. Dün kızlarla buluştuk, yok artık o da mı evleniyormuş, ne ne ne doğurmuş mu, e çüş ama, gelinliğini gördünüz mü rezalet, kırmızı kuşak da taksaymış bence, kocası da amcam yaşında, e peki oğlum biz kaldık mı böyle ne dersiniz? Yok canım daha erken ki, yani, yaşımız, küçüğüz biz, sanki, ama, zaten istemem ki, kendime zor bakıyorum ki ben, benim hayatımda değişmez ki bir şey, görürsünüz ben evlenicem onla, ben memnunun halimden, hem evlenip napican, ben nefret ederim çoçuklardan, deme öyle çocuk candır..Neyse yani bakalım işte erken ya daha erken, yaşımız ne ki? Biz çıkamazken bu çemberden, anlaşıldı iyice arkadaşlar iyidir, sevgililer gereksiz, anılar taze, hikayeler aynı, geçmiş uzak, uzak yakın, yakın benim değil. Yakın benim olur mu? Yakın benim olsun mu? Eve gidince pikap açılmış dün sonra başka bir grupla, ama hep aynı plak dönmüş içinde, "How does it feel?" demiş Bob Dylan ben cevap vermişim içimden, yani diye. Bir de biletleri kaçırdık tabi konsere...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder